Yaz kapımızı çalmaya hazırlanıyor ve evdeki sukulentler için harika bir fırsat doğuyor: Onları güneşin altında ve temiz havada biraz gezintiye çıkarmak! Sukulentlerin asıl yaşam alanı sıcak ve kuru bölgelerdir, bu yüzden yazın tadını çıkarmak için mükemmel bir dönemdir. Hem de, sevimli sukulentlerimizin kökleri daha hızlı kuruyacak ve artan hava akışı ve güneş ışığından faydalanacaklar. Bu yüzden, sukulentlerinizi rahat ettirmek için, onları dışarı çıkarmanızı öneririm!
Bebeklerinizi açık havaya çıkarmak istiyorsanız, aklınızda bulundurmanız gereken dört ana nokta vardır:
1. Konumlandırma: Güneş ışığını dengeli tutun.
Sukulentleriniz dışarıya taşınıyor olabilir, ancak içerideki eski ortamlarından çok uzaklaşmamaları gerekir. Geliştiklerini varsayarsak, sukulentlerinizi içeride aldıkları güneş ışığının aynısına sahip bir noktaya taşıyın. Örnek olarak: Eğer sukulentiniz yılın geri kalanında kuzeye bakan bir pencerede yaşıyorsa, dışarı çıktığında kuzeye bakan bir konumda olmalıdır. Sukulentinizi daha güneşli bir yere taşımak istiyorsanız, tüm sezon boyunca taşımadan önce günde sadece birkaç saat güneşlendirerek başlayın. Bu, sukulent çeşitlerinizin daha fazla güneşe alışması için zaman tanıyacak ve güneş yanığını önleyecektir.
Sukulentlerinizi tam gölge bir alana taşımayı ve zaman içinde yavaş yavaş daha fazla güneş ışığı alan bir alana taşımayı da deneyebilirsiniz. Kökleri daha yerleşik ve daha büyük olan sukulentler daha fazla ışık ve ısıyı kolayca kaldırabilir, bebek sukulentler gölgede daha fazla zamana ihtiyaç duyacaktır. Sabah güneşi ile başlamak, bitkilerin güneş ışınlarına alışmasını sağlayacaktır.
2. Gübreleme: Taneli veya sıvı bitki besini kullanın.
Son gübrelemenizden bu yana 6 ay geçtiyse ya da sukulentlerinizi hiç gübrelemediyseniz bunu yapmak için mükemmel bir zaman! Lezzetli besinler ve sıcak hava, büyüyen bir sukulent için en iyi ikili takımdır. Sukulentlerinizi mevcut saksılarında bırakmayı ve sadece dışarıya çıkarmayı planlıyorsanız, sularına karışan sıvı bir gübre ekleyebilirsiniz. Sukulent çeşitlerinizi taşırken saksılarını değiştirmeyi planlıyorsanız, toprağa karıştırabileceğiniz taneli bir gübre kullanmanızı öneririz. Toprak karışımınızın sukulentiniz için iyi olup olmadığınını merak ediyorsanız veya doğru toprak karışımını nasıl hazırlayacağınızı bilmiyorsanız, bu yazımız tam size göre.
Çoğu sukulent ilkbahar ve yaz aylarında uykudan uyanır, gübreleme işlemi renklerini yeniden kazanmalarına ve sağlıklı bir şekilde yeni büyüme dönemine girmelerine yardımcı olur.
3. Sulama: Su miktarını gerektiği kadar arttırın.
Sıcaklık arttıkça, sukulentinizin saksı toprağındaki nem çok daha hızlı buharlaşacaktır. Sukulentler iyi süzülen toprağı sevseler de, yine de toprakta bir miktar neme ihtiyaç duyarlar. Bu, bitkinizin ihtiyacı olan suyu almasını, köklerini serin tutmasını ve yapraklarının dolgun görünmesini sağlar! Biz Sula ve Kurut yöntemini öneriyoruz.
Toprağını düzenli olarak kontrol ederek sukulentinizin solmasını önleyin. Gerekli nemi tutup tutmadığını görmek için parmağınızı toprağın içine (en az 3 santim) sokun. Sıcak havalarda muhtemelen daha sık sulamanız gerekecek olsa da, yapmak isteyeceğiniz son şey aşırı sulamaktır. İlk birkaç hafta ne kadar çabuk kuruduğuna dikkat edin ve sulama programınızı buna göre ayarlayın. Ayrıca, sukulentinizi günün en sıcak zamanlarından korumak için sabahları sulamak da faydalı olacaktır. Sukulent çeşitleri için en doğru sulama ipuçlarını bu yazımızı okuyarak öğrenebilirsiniz.
Sukulent çeşitlerinizi sprey şişesiyle değil, bir sulama kabı veya fincanla sulamayı unutmayın. Bitkinin tabanından sulayın ve su damlacıklarının yapraklarda toplanmasına izin vermeyin, çünkü bu durum doğrudan güneş ışığında güneş yanığına neden olabilir.
4. Böcekler: Böceklere dikkat edin.
Unlu bitler hızlı büyüyen bitki gövdelerine yönelirler. Bitkilerinizi dışarı çıkarırken bu rahatsız edici böceklere dikkat edin. Karıncaları da gözlemlemeyi unutmayın, çünkü karıncalar unlu bitleri bitkiden bitkiye yayma eğilimindedirler. Bu haşereleri ilk gördüğünüz anda harekete geçmelisiniz. Dikkat edilmesi gerekenler sadece unlu bitler değildir, salyangozlar ve sümüklü böcekler de sukulentleri sever ve onları tamamen yok edebilir.
5. Güneş Yanığı: Kahverengi lekelere dikkat edin.
Ahh! Aynen bizim gibi, sukulentler de çok fazla sıcak yaz güneşine maruz kaldıklarında güneş yanığından muzdarip olabilirler. Güneş yanığı, genellikle yaprakların üstünde kuru kahverengi/siyah lekeler şeklinde görülür. Bazı sukulentlerde (Haworthia türleri gibi) güneş yanığı tüm bitkinin dramatik bir şekilde kararması veya kahverengileşmesi şeklinde ortaya çıkar. Oldukça kötü görünse de, bu bitkinizin öldüğü anlamına gelmez!
Güneş yanığını fark ettiğiniz anda, sukulentinizi dolaylı güneş ışığı alacağı daha gölge bir yere taşıyın. Güneş yanığından kurtulamasanız da, sukulentiniz eninde sonunda güneş yanığı olan yapraklarını dökecek ve yenilerini büyütecektir.
Güneş yanıklarını önleyin...
1. Sukulentlerinizi zaman içinde yavaş yavaş doğrudan güneş ışığıyla tanıştırın. Tam doğrudan güneş ışığına dayanabilene kadar her iki günde bir 1-2 saat doğrudan güneş ışığı vermeyi deneyin. Bir veya iki hafta sonra, sukulentiniz tam güneş ışığını kaldırabilecektir. Herhangi bir güneş hasarı belirtisi görmeye başlarsanız, tatlı bir nokta bulana kadar bu işlemi tersine çevirin.
2. Biraz gölge sağlayarak doğrudan güneş ışığına geçişi kolaylaştırın. Gelen güneş miktarını azaltmak için ilk hafta sukulentin üzerini örtmek için hafif bir pencere perdesi kullanın.
3. Onları 6 saatten fazla doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın. Bu, genç bir sukulentin en fazla dayanabileceği süredir, bu nedenle genç sukulentleriniz varsa, dolaylı güneş ışığı en iyisidir.
Comments